ÇOK EŞLİLİĞİN GETİRDĞİ SAĞLIK SORUNLARI

BEL SOĞUKLUĞU : Sık sık idrara çıkma, idrar yaparken ağrı, akıntı gibi belirtileri vardır. Bakteri kaynaklı, cinsel yolla ,kolay bulaşabilen bir hastalıktır. Kadınlar, daha çok, taşıyıcı konumundadır. Erkekte, klinik belirtiler daha şiddetlidir. Sadece oral ilişki ve anal ilişki etkinliği olan kişilerde hastalığın hiçbir klinik belirtisi olamayabilir. Bu kişilerde anal bölgede büyük tuvalet sırasında, ağrı, yanma şikayetleri olur. Hastalığın gözlerde yayılması ile gözde hafif iltihabi durum oluşur. Hastalık cinsel eşlerin muayenesi ve her ikisine de tedavi verilmesi ile iyileşir. Hastalık tamamen iyileşmeden partnerlerin ilişkide bulunmaması şarttır. ( Bkz. Cilt hastalıkları linki- Cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusu )

FRENGİ : Bakteri kaynaklı bir hastalıktır. Frengi,16.yy.’ın başlangıcında Avrupa’da yapmış olduğu salgın nedeni ile tanınmıştır. Daha çok hastalığın Amerika’dan Avrupa’ya, Christophe Colombe’un gemisinin İspanya’ya dönüşü sonrasında yayıldığı kanısı vardır. İspanya’ya dönen gemiciler hastalığın İspanyol kadınlarına, sonra da askerlere geçmesine neden olmuşlardır. Hastalık daha sonra İsviçre,Almanya gibi diğer Avrupa ülkelerine yayılmıştır. Ayrıca Portekiz gemicileri hastalığı başka ülkelere yaymışlardır ( Çin, Hindistan, Japonya ). Türkiye’de frenginin, hangi tarihte ortaya çıktığı kesin olarak bilinmemektedir.Türkiye’de frenginin yaygın olarak yayılmaya başlaması Kırım savaşından sonradır.

Hastalık genital bölgede, anüs dil ve dudaklarda ağrısız yaralarla başlar. Kasıkta lenf bezlerinde büyüme olur. Sonraki safhalarda; vücutta (ayak tabanı,el ayası ) döküntüler, ateş, baş ağrısı, kemik, eklem ağrısı ortaya çıkar. Mikrop vücuda daha çok cinsel ilişki yoluyla ciltteki sıyrık ve çatlaklardan girer. Ayrıca hamile kadından bebeğe ve kandan da bulaşır. Frenginin belirti vermediği bir ara dönemi vardır. Bu klinik belirti vermediği dönemde,teşhis kan testiyle olur.

Frengi tedavisi iyi yapılmamışsa yeniden ortaya çıkar. Tedavi olmamış hastalarda hastalık vücudu sarar.Kemikler, kalp, beyin gibi iç organlar etkilenir. Hastalık erken teşhis edilirse bütünüyle iyileşir. Ancak tedavi edilemez ise yıllarla ölüme varan sonu vardır. Hamile anneden bebeğe geçtiğinde, sakat doğumlar yada ölümler olur. İlk ve ikinci safhada hastalık, tedavi edilir ve kan testleri ile hastalığın evreleri kontrol edilirse bile hastaların bu dönemlerde, cinsel ilişkiye girmeleri bulaştırıcılık yönünden tavsiye edilmez. Kan testleri 1 yıl boyunca aralıklarla tekrar edilmelidir. ( Bkz.Cilt hastalıkları linki-Cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusu )

VİRÜTİK SİĞİLLER : Zührevi siğiller cinsel yolla,virüs yoluyla bulaşır. Hamile ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişilere bulaşma riski daha yüksektir. Kadınlarda sıklıkla ; genital dudaklarda, rahim ağzında, anüs civarında, erkeklerde sıklıkla ; penis,skrotum ve anüs civarında görülür. Zührevi siğillerden acısız ve en modern şekilde arınma tekniği Kryotherapie’dir ( Bkz. Dermatolojik müdahaleler linki-Kryoterapi konusu ). Ard arda yapılan seanslar ile hasta siğillerden kurtulabilmektedir. Tedavide dikkat edilecek husus çiftlerin her ikisine de Kryotherapie uygulanmasında yatmaktadır.

Siğillerin deriden bu tedavi ile uzaklaşmasına rağmen, kadın hastalar için rahim ağzı kanseri yönünde her altı ay yada yılda bir kere Pap-smear testi şart koşulmalıdır ( Bkz. Ana sayfa-Rahim ağzı kanseri aşısı konusu ).

GENİTAL UÇUK : Virüs kaynaklı bulaşır. Erkeklerde ilk belirtiler ; peniste skrotumda, anüste, bacaklarda acı ve kaşıntı ile başlar. Su toplamış görüntüde yaralar, sonradan açık yaralar haline dönüşür. Kadınlarda ilk belirtiler ; genital üçgen bölge, genital iç dış dudaklar, rahim ağzı girişinde su toplayan, ağrılı yaralarla ortaya çıkar. Kasıklarda lenf bezlerinde şişmeler olabilir.Tedavide kullanılan ilaçlara rağmen çoğu zaman nüksler olur ( Bkz.Cilt hastalıkları linki-Uçuk konusu ).

AIDS : Bağışıklık sistemimizi altüst eden cinsel yol, kan, kan ürünleri, hamile anneden bebeğe geçebilen hastalıkta, ilk belirtiler ; lenf bezlerinin şişmesi, hafif seyreden ateş, yorgunluk, kilo kaybı, terleme, ağız içinde ve ciltte çıkan farklı yaralardır. AIDS hastaları, HIV virüsünün vücuda girmesinden, 8-10 yıl kadar sonrasında, sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler. Kan testleri ile teşhis konur. Tedavisi hala kesin olmayan bu hastalıkta, hastanın yaşam kalitesini arttırıcı ve bağışıklık sisteminin düşmesi nedeniyle ortaya çıkan, fırsatçı enfeksiyonları sınırlayıcı yönde tedbirler alınmaktadır.